bir gün bir yerde.
bütün beklenenler,
bütün düşlenenler gerçekleştiğinde.
bütün düşlenenler gerçekleştiğinde.
ete kemiğe büründüğünde.
seninle aynı yerde olacağız.
ve aynı tarihi gösterecek takvimimiz.
o gün,
her şeyin bir doğruya kavuştuğu, bütün ayrımların
aynı yerde kesiştiği gün.
içimizde en ufak bir şüphenin olmadığı
ve hiç kimsenin farketmediği bir berraklıkta
her şeyin bir rastlantı eseri ortaya çıktığı
öylesine bir gün.
senin elinde belki bir parça kağıt,
benim gözlerim yorgun.
görmemem gereken her şeyi gören
ve gördüklerinden bir hikaye uydurup
kendini varolmayan şeylerin varlığına inandıran
gözlerim yorgun...
belki hayata küstüren sebeplerden
ya da insanlardan mı demeliyim
milyonlarca kilometre uzakta bir yerde
her akşam serin yağmurların düştüğü
güneşin içimi acıttığı bir yerde
yanında olduğumu düşlerken,
yanında yalancı bir saflıkla oturduğumu.
ki aslında pabucunu ters giydiren benimdir
şeytana.
sonra bütün noktaların birleştiği
büyük bir karanlık
ve onun içine sürüklenen
uzun bir yol
uzun parmaklarıyla bir kadının esmer eli
dünyanın en güzel bahçesinden
rengarenk çiçekler toplar gibi
upuzun...
bir gün bir yerde
senin ellerinle kavuştuğunda
onun huzursuz elleri
belki farkında olmadan
belki de kasten
'öyle güzel bir gün ki bugün'
diyecek
gülümseyen ağzıyla
sonra seninle buluşacak tüy gibi hafif
ve yarından endişesiz bir mutlulukla
daha önce kimseyle paylaşılmamış
hayalleri...
sen ve ben
bir gün bir yerde
olur mu dersin?
tüm ihtimallerin gerçeğe dönmesi bir anda
sonra
biz.
aynı gün aynı yerde.
sonsuzlukla birleşmek üzere.
sonsuzlukta birleşmek üzere...
-
seni seviyorum diye bir cümle.
her şeyin bir rastlantı eseri ortaya çıktığı
öylesine bir gün.
senin elinde belki bir parça kağıt,
benim gözlerim yorgun.
görmemem gereken her şeyi gören
ve gördüklerinden bir hikaye uydurup
kendini varolmayan şeylerin varlığına inandıran
gözlerim yorgun...
belki hayata küstüren sebeplerden
ya da insanlardan mı demeliyim
milyonlarca kilometre uzakta bir yerde
her akşam serin yağmurların düştüğü
güneşin içimi acıttığı bir yerde
yanında olduğumu düşlerken,
yanında yalancı bir saflıkla oturduğumu.
ki aslında pabucunu ters giydiren benimdir
şeytana.
sonra bütün noktaların birleştiği
büyük bir karanlık
ve onun içine sürüklenen
uzun bir yol
uzun parmaklarıyla bir kadının esmer eli
dünyanın en güzel bahçesinden
rengarenk çiçekler toplar gibi
upuzun...
bir gün bir yerde
senin ellerinle kavuştuğunda
onun huzursuz elleri
belki farkında olmadan
belki de kasten
'öyle güzel bir gün ki bugün'
diyecek
gülümseyen ağzıyla
sonra seninle buluşacak tüy gibi hafif
ve yarından endişesiz bir mutlulukla
daha önce kimseyle paylaşılmamış
hayalleri...
sen ve ben
bir gün bir yerde
olur mu dersin?
tüm ihtimallerin gerçeğe dönmesi bir anda
sonra
biz.
aynı gün aynı yerde.
sonsuzlukla birleşmek üzere.
sonsuzlukta birleşmek üzere...
-
seni seviyorum diye bir cümle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder