11.9.12

*aslında canımı hiç sıkmamam gereken bir şeye öyle çok sıkılıyor ki canım. ama bunu o anda farkedebilsem, durdurabilcem belki sıkıntımı. dur diycem, buraya kadar. ama yok, nerde. mesela şu an farkındayım bunun, ama içimdeki sıkıntı büyümeye devam ediyor. duran bir şey var mı? yok. sıkılmaya aynen devam. ya kendimi ya da canımı sıkan faktörü ortadan kaldırmam gerekiyor. kendimi kaldırmam daha kolay.

*yıllar önce bugün burada olacağımı söyleselerdi, geçen yılları yaşamayı tercih etmezdim. çünkü hiçbir şey değişmedi. o günkü ben neysem, bugünkü ben de o. neden yaşadım diye soruyorum kendime. biraz daha yanıtsız sorular sormaya devam edersem, filozof olabilirim herhalde. ekmeğimi felsefeden çıkarırım.

*insanın geçimini felsefeyle sağlaması fikri de ne komik geldi şimdi. komik ve güzel. düşünüyorum öyleyse bana ordan 2 ekmek 1 winston super light. bu seferkini veresiye yazıver, gelecek ay söz daha çok düşünücem.

*garip garip rüyalar görüyorum. böyle kimisi sıkıntılı, kimisi heyecanlı, kimisi acıklı, kimisi bol gerilimli. sürekli gördüğüm rüyalar var. çocukluğumdan beri gördüğüm. aranızdaki freudlarla iletişim kurmak istiyorum; çocukluğuma iniveren bi tanıdık hısım akraba çıksa mesela. rüyalarımdan birisinde asansörde kalıyorum. aslında tam anlamıyla kaldığım da söylenemez. tam kalacakken kurtuluyorum. her seferinde aynı son. senaryoda hiçbi değişiklik yok. asansöre biniyorum. 3'e basıyorum. asansör kabini 3'ncü katta duracağına devam ediyor. 4, 5, 6, çıktıkça çıkıyor... sonra kabin daralmaya başlıyor. sıkışıyor, sıkışıyor, ben tam sıkışıp ölecekken, kabinin kapısını ya da camını kırıyor ve dışarı fırlıyorum. sürekli gördüğüm rüyalardan biri bu. hep aynı son. kapıyı kırıp çıkıyorum son anda. sıkışmıyorum, tam işim bitti diye düşünürken, kurtuluyorum. hayrolsun.

*rüyayı yazarken bile sıkıldı içim. o kadar iç sıkıcı bi rüya ki bu. buraya öylesine birkaç cümle karalamak için gelmiştim. karalayacaklarım bitti. kafam allak bullak. içim sıkkın. içim huzursuz. içim mutsuz. beni ne mutlu edecek, merak ediyorum. hani mutlu olmak için her şeyi denemiş olsam gam yemeyeceğim ama böylesi daha üzücü oluyor. mutlu olup olmadığının farkına varamayacak kadar mutsuz olmak. hep mutsuz olmak. hep mutsuz olduğundan söz açmak. bir insan bir şeyi kırk kere derse olurmuş ya hani. ben sonunda oldum galiba.

*gitmek istiyorum. ya da doğduğum gün olduğum yerde kalmak. hiç değişmeden, hareket etmeden. gitmek istiyorum çok. bir kaç ay önce de gitmek istiyordum ya, buraya geldim işte. ama ı-ıh. gitmek ve gidip de varmak istediğim yer burası da değil. belki 'orası' da olmayacak. ama ben yine gitmek isteyeceğim. gerçek olan bu: gloomysun'ın gitmek istiyor oluşu. gloomysun gitmek istiyor arkadaşlar. tutmayın küçük enişteyi.

*kim bilir belki birkaç yıl sonra eylülün 11'inde, bambaşka bir yerde, gitmek ve gidip de varmak istediğim o yerde olurum ha, ne dersiniz. ve bir daha asla 'gitmek istiyorum ben'li cümleler kurmam. bu yazıyı okuyan ve bulunduğu yeri terk etmek isteyen herkesin bir gün gitmek istedikleri o yerde olmaları dileğiyle. (sigmund'a selam)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder