14.2.14

allahım günlerdir ne berbat haberler okuyorum. yahu bir tane, mini mini minnacık bir iyi haber de mi yok şu ülkede. 'şu ülke', 'bu ülke' diye başlayan ya da sonlanan cümlelerden de yıldım ya, o da ayrı. varsa başka bildiğin yer, varsa elde avuçta imkan, davran o zaman. kalk git neresiyse orası. hayır yani niye bu aymaz serzeniş, bitmiyor tükenmiyor, hep şikayet, hep aynı.
sanki memleket koca bir balon da, beni içeri üflemeyi unutmuşlar gibi. ucuna bağladıkları sicimin düğümünü çözmeye de üşeniyorum. 'şöyle olsa, böyle olsa' diyorum. ama ben bunları içimden diyorum. çünkü her türlü siyasi, dini ve felsefi konuyu konuşmaktan kaçınıyorum. bizim burda bir kadın var, sürekli bu konulardan konuşuyor. bir de konuşurken öyle çok mimik yapıyor ki, onu dinleyemiyorum suratına bakmaktan. ağzını büzüştürüşünü izliyorum, çok yoruluyorum. onun yüzünden soğudum sohbetten. biri gündeme dair bir laf atsa ortaya, hemen fıyıyorum ordan. soğuk soğuk terliyorum, böyle bir titreme falan geliyor hafif. başlıyor çünkü ağız. ağız orda. ağız bana bakıyor, ben nasıl sakin kalayım. ben bunları yazarken gözümün önünde şimdi o ağız. allahım çıldıracak gibi oluyorum. insan bir ağız yüzünden tüm entellektüel paydaşlarını bertaraf eder mi? ettim. acımasız biri oldum çıktım. hep ağız yüzünden.

bazı insan müsveddeleri var, hiç tanımıyoruz ama acı çeke çeke, kıvrana kıvrana ölmesini istiyoruz. işte bu çok garip. allahın belası bir insan müsveddesi, bir katil, bir cani, evindeki kediyi katletti, bu yetmiyormuş gibi bu vahşeti internette yayınladı. izlemedim. elbette izleyemezdim. mesele hayvanseverlikten öte. bu tip olayların aslında ne kadar tehlikeli bir işaret olduğunu prof. dr. sevil atasoy yazmış. buradan okuyabilirsiniz. okuyabilirsiniz değil hatta okumalısınız.

bu olay pek çok kişi gibi beni de çok üzdü. sosyal medyada haberi okuduğum gece uyuyamadım. durup durup kedimi sevdim. gözlerinin içine bakamadım bir süre. dokunurken ürktüm. on tane parmak. yalnızca on parmak yetti o minik meleği katletmeye. o masum, o günahsız, o melek, sıcacık bir yuva bulduğu için kim bilir nasıl mutluydu. o bunu hak etmiyordu. allahım daha fazla yazamayacağım çünkü duygularım kontrolden çıktı, ağlıyorum.

bu yazıyı burada kesiyorum. çünkü o meleği unutamıyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder