aramızda olmayan her şeyden bir öykü anlatabilirim sana.
birkaç satır, sayfalar dolusu bir öyküye dönüşebilir.
aramızda geçmeyen her şeyden bir kitap yazabilirim sana ve aramızda hiçbir şey geçmemiş diğer adamlara.
okuyabilmeniz için dua ederim, yalvarırım.
ağlarım. siz bilmezsiniz, ben geceleri ağlarım.
siz bilmezsiniz,
geceleri ağlayan kadınların ömrü ufacıktır, hikayeleri upuzun.
upuzun kollar uzatırım sana, belki ellerimi de.
parmaklarım, onlar durur mu. onlar da uzanır, dokunur sana.
olduğun yere gelirim, baktığın yöne dönerim. senin bulunduğun yer, benim mihrabım. -nasıl gelmeyeyim?
aramızda konuşulmayan her şeyi başka adamlara anlatırım.
başka adamların yastıklarındaki çukurlara bakıp dalarım. başlarının ucunda duran kol saatlerine dalar, kolunda saat taşımadığını düşünürüm.
başka adamların koynunda, senin koynunu düşünürüm.
bilmediğim bir kokunun özlemini duyarım,
aramızda hiçbir şey geçmeyen adamların kokuları arasında.
bilmediğim, hiç tecrübe etmediğim yüzlerce şeyi sana getiririm. önünde bir sandık gibi açar, ayak diplerine dizerim. sonra parmaklarımla aramızda olmayan şeyleri saymaya başlarım.
aramızda olmayan her şeyden milyon bilinmeyenli bir denklem kurarım sana.
sesimi bir ninni gibi kulağına doldurur, seni tertemiz çarşaflar serili yataklarda uyuturum.
sana bir anne gibi bakar, gözlerimi sonsuzluğa uzanan bir şefkatle gözlerine açarım.
sana sözler veririm. hepsi tutulacak. hepsi varlığımın teminatı.
sana sahip olduğum her şeyi veririm. hepsi sahici, hepsinin kısacık bir hikayesi var.
aramızda olmayan her şeyden bir resim çizerim sana.
nota çalmayı bilmem ama şarkı bile bestelerim.
sana senin hiç sahip olmadığın şeylerden bahsederim, hiçkimseyle aranda olmamış şeylerden.
kendimi dökerim, kendimi anlatırım sana.
aramızda sonsuzluk kadar belirsiz ve adı konulamayan o şey için, kendimi feda ederim, kendime veda ederim.
başka adamların değil, senin koynunda olmak için, senden önce ve sonra tanıdığım/tanıyacağım bütün adamları kaybederim. silinişlerini, senin varoluşunla kutlarım.
sana, aramızda yaşanmayan her an için bir öykü yazarım. sen uyuyana dek sana bunları anlatırım.
kokunla dolarım, ruhunla yatarım, ruhunu içime alırım.
ruhundan ruhlar yaratırım. binlerce sen doğururum. yatağında uyurum, yatağında ölürüm.
yıllardır aramızda hiçbir şey olmayan o adamları öldürür, seni tahtıma sahip yaparım.
ARAMIZDA OLMAYAN HER ŞEYDEN BİR ÖYKÜ ANLATABİLİRİM SANA.
BİR KADININ SESİNİ DİNLEYEBİLİR MİSİN? BİR KADIN Kİ, ÖMRÜ UFACIK, HİKAYESİ UPUZUN.
BU KADININ HİKAYESİNİ DUYMAK İSTER MİSİN?
Evet, sanırım körkütük aşığım. Ya da ruhum gerçekten hasta.
(Mabel Matiz - Gök Nerede?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder