15.7.15

İlk gecemin tahtında oturuyorum
Kuşlarımı saldım gönül kafesimden
Karşılıksız sevdalarımın hesabını kapatıyorum
Yorgun ve kimsesiz gidiyorum bu şehirden
Ayaklarımı toprağa basarak gidiyorum
Gökyüzüne son kez bakıyorum
Kuşlar son kez uçuyorlar
Yapraklar son kez kıpırdıyor
Karıncalar ile birlikte
Ruhum da son kez yuvasına dönüyor…
Tek damla gözyaşı akmadan
Arkama dönüp bakmadan
Gidiyorum sessiz bir yolculuk ile
Gidiyorum,
Kan ağlıyor umutlarım…

Ve ilk gecemin tahtında oturuyorum
Kör oluyorum baktıkça
Ağaçların altında soluklanan bedenine
İlk gecem yaklaşıyor ürkek adımlarla
Sen “adam” olup diriliveriyorsun aniden
Ve ben gözlerinin karşısındaki boşluğa uzanıyorum…
Son damla cesaretimle
Son kez seviyorum seni
Son kez uyandırıyorum perilerimi…
Tek kelime konuşmadan
Sarılıyorsun korkak ruhuma
“Bu şehirde sevmek kolay değil” diyorum
Oysa sevişmek…

İlk gecemin tahtında oturuyorum
Biraz sakin biraz telaşlı
Mor kadife kaftanımı giydim
Beni sevmeni bekliyorum…
Ve hatta
Senin altın sarayında
Seni severek ölmeyi…
Yatıyorum yorgun ve sevdalı
Kadınlar olup yatağında…
Huzur buluyor ürkek kısraklarım
Omuzlarının başında…
Ama biliyorum maalesef,
Bu gerçeği de biliyorum ne yazık ki
Aslında hiçbir farkı yok şimdi
Sakarya’da sevmek ile ölmek arasında…

Sakarya, Haziran 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder